Konuşma bozuklukları özellikle de çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır. Bireyler çocukken yaşadıkları sorunlar neticesinde konuşma bozuklukları gösterebilir. Bunların ilerleyen dönemde getireceği sıkıntılardan uzak olmak için çocukların erken yaşta gelişen konuşma bozukluklarının önüne geçmek şarttır. Bunun için ise çocukların psikolojik destek alması ve bu durumun sebeplerinin öğrenilmesi önemlidir. Çocuklarda gelişen konuşma bozuklukları farklı sebeplerden ortaya çıkabilir. Travmatik nedenler bu konuda oldukça önemlidir. Bunun dışında biyolojik faktörler de ayrıca konuşma bozukluklarında etkilidir ancak psikolojik sıkıntıların konuşma bozukluğundaki etkisi de yadsınamayacak kadar büyüktür.
Konuşma bozuklukları farklı şekillerde görülebilir. Kekeme konuşma ya da hiç konuşmama en sık görülen konuşma bozukluklarıdır. Bunun yanı sıra çekingenlik gibi pek çok şekilde de konuşmama faktörü kendisini ortaya çıkarabilir. Konuşma bozukluklarının altında yatan psikolojik etmenlerin ortaya çıkarılması ise bu problemlerin ortadan kaldırılması için büyük ölçüde etkilidir.
Çocuklarda en sık görülen konuşma bozukluklarından biri çocuğun yaşının ve zihinsel fonksiyonlarının uygun olmasında rağmen konuşmamasıdır. Bu da aslında psikolojik etmenlere bağlı olarak gelişen bir bozukluktur. Çocuklar pek çok farklı etmene bağlı olarak konuşmama eğiliminde olabilir. Tuvalet ihtiyaçlarını söylemekten kaçınabilirler, soru sorulduğu zaman cevap vermekten çekinirler, yeni kelimeleri öğrenmekten kaçınırlar, ihtiyaçlarını dile getiremezler ve konuşmaları gerektiği zamanda da anormal davranışlar sergileyebilirler. Çocukların iletişim kurmakta zorlanmalarının ve konuşmama davranışı sergilemelerinin nedeni çoğu zaman travmatik denilebilecek olaylar yaşamış olmalarıdır. Peki, konuşmanın engellenmesine neden olan olaylar nelerdir? Örneğin çocuğun aile içi şiddete maruz kalması ya da bu şiddeti gözlemlemesi, büyük bir afet yaşamış olması, tacize ya da tecavüze maruz kalmaları, devamlı olarak engellenmesi ve baskı altında olması gibi pek çok durum çocukların konuşmalarının da aslında gecikmesine ya da çocukların iletişim kurmakta zorlanmasına neden olabilmektedir. İletişim kurmakta zorlanan çocuklar aile içindeki bireylere dahi ihtiyaçlarını söylemekten kaçınırlar, yaşları uygun olsa da hala tuvalet eğitimini tamamlayamayabilirler. Bu gibi pek çok durum da aslında konuşma bozukluğunun bir etkisi olarak görülebilir. Bu gibi durumlardan uzak kalmak için ise ebeveynlerin çocuklarının konuşma dönemini dikkatli şekilde incelemesi şarttır. Bir sorun olduğunu düşündüklerinde ise çocuklarını psikolojik destek almaları için yönlendirmeleri şarttır.
Kekemelik, normal konuşma akışının ve hızının bozulması ile ilgili bir rahatsızlıktır. Bireyler kekeme ise bazı sesleri söylemekte zorlanabilirler ya da konuşma sırasında normal konuşma hızı dengesiz şekilde ilerleyebilir. Bunun önüne geçmek için ise kekemeliğin sebeplerinin bilinmesi gerekir. Kekemelik çoğu zaman aslında çocukların konuşmaya başladıkları ilk dönemde normal olarak karşılanabilir çünkü bireyler yeni kelimeleri ve yeni sesleri öğrenirken zorlanabilirler. Bu durum başlarda normal olsa da sonrasında konuşma akışında gözlemlenen normale uygun olmayan davranışlar kekemeliğe işarettir. Kekemelik yalnızca çocuklarda değil yetişkin bireylerde de görülebilir. Çocuklukta başlayan bu sorunlar ilerleyen yaşlarda da etkisini arttırarak devam edebilir. Başlarda birkaç sesin ya da kelimenin söylenememesi olarak gözlemlenen kekemelik, sonralarda cümle kurmakta zorlanma şeklinde dahi kendini gösterebilmektedir. Bu durum da bireyin okul, öğrenim, iş hayatı gibi pek çok alanda zorlanmasına neden olabilir. Bireyler ayrıca bu durumları nedeni ile sosyal yaşamda da zorluk çekerler ve arkadaşlık ilişkilerinde de ikili romantik ilişkilerde de sorunlar yaşayabilir ya da zorluk çekebilirler.
Bireyler konuşmada gecikebilir. Bu belli bir yaşa kadar normaldir ancak okul çağına kadar gelmiş çocukların hala konuşamıyor oluşu aslında büyük bir gecikmenin işaretidir. Konuşmada yaşanan gecikmeler, ilerleyen dönemde çocukluk ve erginlik için büyük sıkıntılara neden olabilmektedir ve bireyin kendini iyi şekilde ifade etmesine de neden olabilmektedir. Kelimelerin öğrenilmesi, konuşmada çekinme gibi durumlar aslında konuşmada yaşanan gecikmelere örnektir. Bu durumları gözlemleyen ebeveynlerin çocuklarını destek almak için psikolojik olarak yönlendirmesi gerekir. Bireyler çocuklarının erken dönemde konuşma alışkanlıklarını takip etmelidir. Bu şekilde konuşmada yaşanacak olan gelişmelerin önüne geçmek kolay olacaktır.
Ses Bozuklukları Şeklinde Görülen Konuşma Bozuklukları
Çocuklukta baş gösteren ses bozuklukları, ilerleyen dönemlerde farklı seslerin de söylenememesine neden olabilmektedir. Bireyler özellikle de “r” sesini söylemekte zorlanabilir. Bu gibi durumlar da aslında önemli olarak görülmese de sonradan pek çok farklı şekilde cümlelerin doğru şekilde kurulamamasına kadar ilerleyebilir. Bireyler “r” sesinin haricinde “e” sesi gibi farklı sesleri de söylerken zorlanabilir ya da farklı şekillerde telaffuz edebilirler.
Konuşma bozukluklarının pek çok farklı nedeni olabilmektedir. Bireylerde özellikle de çocuklukta gelişen konuşma bozuklukları, her sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bireyler farklı şekillerde gösterdikleri konuşma bozuklarını zamanla farklı yönlerde de olumsuz anlamda geliştirebilirler. Bu da aslında kendilerini ifade etmekte ve sorunlarını anlatmakta ya da isteklerini dile getirmekte zorlanmalarına neden olmaktadır. Peki, konuşma bozukluklarının nedenleri nelerdir?
Taciz, istismar, tecavüz gibi durumlar çocukluk döneminde yaşandığı zaman pek çok farklı şekilde kendini gösterebilir. Bu durumlar çocukların konuşmalarının gecikmesine neden olabilir, istek ve ihtiyaçlarını anlatamamalarına ve pek çok konuyu da dile getirememelerine neden olabilir. Bunun önüne geçmek ise ancak ve ancak ebeveynlerin gözetiminde alınacak olan psikolojik seanslar ile mümkün olabilir.
Bireyler çocukluk döneminde sürekli olarak engellenme ve kendini ifade etme konusunda kısıtlama yaşarsa konuşma bozukluğu geliştirebilirler. Engellenme ve kısıtlanma kendini pek çok farklı şekilde bozukluklarda gösterebilir ancak özellikle de konuşma bozuklukları ile kendini ortaya çıkarırlar. Bu durumlar da aslında engellenmenin ve kısıtlanmanın çocukluk dönemindeki etkisini ortaya çıkarır.
Engellenme pek çok şekilde olabilir. Bireyin kendini ifade etmesi kısıtlanabilir, düşünce ve görüşlerini dile getirmesi engellenebilir. Bunun yanı sıra konuşma konusunda kısıtlanabilirler ve çocuklar konuşmak istediği zaman ebeveynler tarafından engellendiği ya da kısıtlandığı zaman konuşmada ilerleyen dönemde sorun yaşayabilirler.
Çocukluk döneminde şiddete maruz kalma ya da şiddete tanıklık etme gibi durumlar konuşmada görülen bozuklukların temel sebebi olabilmektedir. Bu gibi durumlar konuşma ve kendini ifade etmekte zorlanmaya neden olur. Bunların çocukluk ve erken ergenlik döneminde meydana gelmesi, ilerleyen dönemde konuşma bozukluklarının da etkili şekilde kendini göstermesine neden olmaktadır. Bireyler şiddete bağlı olarak kendilerini ifade edemezler, dertlerini ve sorunlarını açığa vuramazlar. Bu durumda da bireyler her dönemde konuşmakta zorluk çekebilirler.
Aile bireylerinden birinde dahi kekemelik öyküsü bulunuyorsa bireylerde kekemelik görülebilir. Bu kalıtsal bir durumdur ve psikolojik yönü de ayrıca yadsınamaz. Bu durumda hem psikolojik hem de biyolojik anlamda bireylerin sorun yaşaması normaldir ancak kişiler psikolojik destek alarak ve biyolojik anlamda da yapılacak kontroller sayesinde kekemeliğin etkilerini en aza indirebilirler ve zamanla kekemelikten tamamen kurtulabilirler. Biyolojik anlamda yaşanan problemler aslında psikolojiye bağlı görülmese de psikolojik anlamdaki bağlantısı da yadsınmamalıdır.
Konuşma bozuklukları konusunda ebeveynlerin çocuklarını doğru şekilde takip etmesi ve buna bağlı olarak da çocuklarını psikolojik anlamda yönlendirmesi önemlidir. Alınacak olan destek sağlıklı ve düzenli şekilde ilerlerse erken dönemde kekemeliğin etkilerinin en aza indirilmesi ya da kekemeliğin tamamen ortadan kaldırılması da mümkündür.