Öncelikle toplumsal ve kişisel algılarımızdan, çocukluk kavramı ile ilgili geçmişten günümüze var olan geleneklerden bağımsız olarak cocuğunuz kimdir diye hiç düşünme fırsatınız oldu mu? Bir çocuk ile yaşarken ve onun büyümesinde yanında olurken çocuğun aslında kim olduğunu bilmek çok önemlidir. Türkiye'nin de taraflarından biri olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin birinci maddesi der ki; erken yaşta reşit olma durumu hariç on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.
Yine Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine uyumlu Türkiye' deki çocuk alanındaki en kapsamlı kanun olan Çocuk Koruma Kanunu'nda daha erken yaşta ergin olsa bile on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade etmek için çocuk kavramı kullanılır. Türk Ceza Kanununda henüz 18 yaşını doldurmamış kişiye çocuk denmektedir ve Türk Medeni Kanunu'nda erginlik 18 yaşını doldurmasıyla başlar ifadesi yer almaktadır.
Peki tüm bu çocukluğu yaşça küçüklüğe göre tanımlayan maddelerdeki erken yaşta reşit olmak ne demektir? Hangi durumlarda erken yaşta reşit olunmaktadır? Bir ebeveynin bunları bilmesi önemlidir.
15 yaşından büyük 18 yaşından küçük çocukların olağanüstü durumlar karşısında mahkemenin vereceği karar ile çocuk, reşit sayılabilmektedir. Çocuğun erken yaşta reşit olabilmesi için gerekli olan şartlar: Çocuğun 15 yaşından büyük ve mümeyyiz olması gerekmektedir.
Peki mümeyyiz ne demektir? İyiyi ve kötüyü ayırt edebilen, karar mekanizmasının gelişmiş olması gerekmektedir. Bunun yanında çocuğun reşit olmayı kendisinin istemesi yani rızasının olması ve velisinin de izninin olması gerekmektedir. Bir insanın karar verme mekanizmasının gelişmiş olması neye bağlıdır? Beynimizin 4 lobundan birisi olan frontal lob gelişimimizde düşünme, planlama, dürtülerin kontrolü ve karar verebilme mekanizması ile ilgilidir. Beyin gelişiminde en uzun süreli gelişimin frontal lob olduğunu ve yaklaşık 20 - 25'li yaşlara kadar gelişimini devam ettirdiğini bilmek yetişkinler ve çocuklar için önemlidir. Frontal lob gelişimi gibi; çocuğunuzun gelişim sürecini motor becerileri, bilişsel gelişimi, psikososyal gelişimi gibi farklı alanlarda daha iyi takip edebilmek için uzman bir gelişim psikoloğu ile görüşmeniz çok faydalı olacaktır.
Çocuğa psikoloji disiplini bakış açısı ile bakmamızda yardımcı olabilmesi için tarihi süreçte çocukluk algısının değişimi;
Ortaçağ' da çocuk yetişkin minyatürü olarak görülmekteydi. Günümüzdeki çocuk deyince akla gelen sevimlilik ifadesi Ortaçağ’ da pek öyle değildi.
Eğer yetişkinler tarafından bakılmazsa hasta olup ölecekleri düşünülüyordu çünkü tıp bilimi henüz çok gelişmemişti bu yüzden çocuklara bağlanılmaması gerektiğini düşünüyorlardı. Aile içinde duygusal bağlar yoktu.
Kiliseye göre çocuk günahkar olarak doğmakta ve bahsi geçen bu günahın çocuğun ruhundan ve bedeninden silinmesi gerekmekteydi.
Çocuklar üretime ve üremeye katkısı olmayan varlıklar olarak tanımlanmaktaydı.
1800’lere kadar Avrupa’da en çok işlenilen suç çocuk öldürmekti.
Çocuk yetiştirmede otorite babadaydı.
Kilisenin etkisinin azaldığı bu dönemde, yavaş yavaş çocuklara özel kıyafetler, oyunlar, müzikler, resimler ortaya çıkmıştır.
Ekonominin tarımdan sanayiye geçişi ile orta sınıfın gelişmesi hızlanmıştır. Bu hızlanma ile bireylerin boş zamanları artmıştır ve çocukların ekonomik güç olarak kullanımı azalmıştır. Bu gelişmelerle beraber aile yapısı ve bireylerin ailedeki rolleri değişmiştir. Bilimin gelişmesi ile beraber çocuk ölümleri de azalmıştır bu ailede duygusal bağların kurulmasına yol açmıştır. Jasques Le Goff'a göre bu yüzden modern çocukluk kavramı burjuvazinin bir ürünü olmuştur. John Locke ve Jean - Jacques Rousseau gibi filozoflar ortaçağın günahkar çocuk fikrinin yanlış olduğunu savunarak çocukların doğuştan ne iyi ne de kötü olamayacaklarını, kötülük ve kusur olarak görülen davranışların çocukların içinde yaşadıkları çevreden öğrenebileceğini ileri sürmeye başlamışlardır. Bu fikir günümüzde de psikoloji biliminde geçerliliğini sürdürmektedir.
Rönesans ile beraber aydınlanma düşünürleri çocuğu dinsel baskılardan, geleneklerden ve dogma mekanizmalarından ayrı bir yere koyarak meraka ve psikoloji bilgisine dayalı bir pedagojik metodoloji uygulamasının önemini fark etmişlerdir. Çocuk yetiştirmede Ortaçağ’ da baba üzerinde olan otorite artık tıp, pedagoji ve eğitim gibi disiplin kurumlarına geçmiştir.
Çocukların kendilerine ait birer kişiliklerinin olduğu ve bu kişilikleri geliştirmeye yönelik çocuk pedagojisi ve sağlığının çocuk psikolojisi ve okullaşma ile çocukların kendilerine ait kişiliklerini kazanmalarını sağlayan alt yapıların gelişimi de artmıştır.
Günümüzdeki modern anlayışla; çocukluk insan yaşamının gelişim evrelerinden birisidir ve çocuk kendisini gerçekleştirmek için belirli dönemlerde desteğe ihtiyaç duyar. Değişen ve gelişen çocuk algısı karşısında çocuk bakımı profesyonelleşmeye başladı.
Hijyen keşfedildi, çocuk gelişimi üzerine ilk bilimsel kitaplar yazılmaya başlandı. Çocukların yaşlarına göre hangi besinleri tüketmesi gerektiği, kaç saat uyuması, hangi hareketleri yapması gerektiğine ilişkin bilimsel tezler üretildi. Günümüzde bu alanda çalışan bilim insanlarının artması ile beraber çocuklarla ilgili her geçen gün yeni bilgiler ediniyoruz.
Tüm bu gelişmeleri takip edebilmek, çocuğunuzun gerçekten kim olduğunu anlayabilmek ve çocuğunuzun gelişimi için doğru olan desteği doğru zamanda öğrenebilmek için psikologmerkezi.com üzerinden uzman psikologlara ulaşmanız çok kolay. Dönüşen çocukluk algısının karşısında günümüzde “çocuk işte, büyür gider ne diye bu kadar üstünde duruyoruz ki, bizim annemiz pedagoji mi biliyordu sanki” diye düşünenler olabilir. Sizce zor olan büyümekte mi yoksa gelişmekte mi? Evet bir çocuğun özel ihtiyaçlarını, haklarını bilmeden büyütebilirsiniz. Aile içinde sağlıklı bir ebeveyn - çocuk iletişimini sağlayamadan yıllar geçirebilirsiniz bunların hepsi pek tabii mümkün. Peki hiç bir dönüp bir yetişkin olarak kendimize ve çevremize eleştirel bakıyor muyuz? Her gün karşımıza çıkan cinayet, istismar, hırsızlık haberlerini görüyoruz veya görmemek için o haberlerden kaçıyoruz. Bir çoğumuz çocukluk travmalarımızı peşimizde sürüklüyoruz, bazılarımız iyileşiyor bazılarımızsa o haberlerde kaybolup gidiyor. Çocukluk travmalarını yaşatan kişiler yabancılardan daha çok tanıdıklarımız oluyor. Şimdi kendi çocukluğunuza dönüp bana nasıl davranılsaydı daha mutlu / daha iyi / potansiyelimi ortaya çıkarmış bir yetişkin olabilirdim diye düşünebilirsiniz. İleride çocuklarınız bunları düşündüğünde olumlu düşüncelerin aklına gelmesini istiyorsanız, gecikmeden psikologmerkezi.com üzerinden uzman psikologlar ve pedagoglar ile görüşmeye başlayabilirsiniz.
Gelişimini takip etmek ve herhangi bir gelişimsel rahatsızlığı var mı diye öğrenebilirsiniz
Davranış ve uyum bozukluklarında danışmanlık alabilirsiniz
Otizm spektrum bozukluğu, down sendromu vb. kromozomal bozukluklar için görüşmeler sağlayabilirsiniz
Çocukta oluşmuş fobiler ve tikler hakkında
Tuvalet eğitimi, cinsel eğitim gibi önemli konularda bilgi sahibi olmak için
Asosyallik, kaygı bozukluğu, inatçılık vb. durumlarda
Kardeşi olduğunda ebeveynin tutumunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili ve kardeş kıskançlığı ile ilgili görüşmeler yapabilirsiniz
Yalan söyleme davranışının sürekli hale gelmesi durumunda
Ve aklınıza gelebilecek çocukla ilgili her türlü soru ve sorunla ilgili görüşme sağlayabilirsiniz.
Unutmayın uzman desteği ile beraber ebeveynlik serüveninize yeni bir bakış açısı getirebilirsiniz.