Bir anne ve baba için dünyadaki en değerli varlıkları çocuklarıdır. Her gün onların başına bir şey gelir mi korkusu ve koruma iç güdüsü ile çocuklarına yaklaşmaktadırlar. Her ebeveyn kendi çocuğu için en iyisini ister ve en iyi imkanlarda onları büyütmek, yetiştirmek ister. Jenerasyonların ani değişimi ve toplumlardaki köklü değişiklikler bazen ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimi olumsuz etkilemektedir. Bu iletişimsizlik içinde çocuk birey kendini tam olarak ifade edemediği gibi şiddete meyilli ve agresif davranışlar gösterebilmektedir. Bunun yanı sıra agresif - saldırgan davranışların nedeni ve temelleri çok daha başka olabilmektedir.
Her çocuk sevgi, güven, anlayış ve ilgili bir ortamda büyümek ister. Bir çocuk için bu koşullar sağlandığı zaman çocuğa karşı yapılan her türlü davranış, yetişkinlik ve yaşlılık zamanlarındaki davranışlarının temeli atılmaktadır. Aynı zamanda çocuklar, ailesel etkilerin yanı sıra ne kadar doğdukları andan itibaren çevreden etkilenseler de yaşları büyüdükçe ve sosyal yeteneklerini kazanmaya başladıkları andan itibaren çevresel etkilere de tepki ve cevap verebilmektedirler. Çocuk bireyin bu çevresel etkileri kendi yaşamı için olumluya çevirebilmesi için iyi bir aile ortamında iyi bir eğitim alması ve çocuğa güven duyulması son derece önem taşımaktadır. Genellikle bu koşullar sağlanmadığı zaman çocuk hem aile hem de çevreye tepki olarak saldırgan bir tutum sergiler ve şiddete eğilimli hale gelir.
Çocukların şiddete meyilli ve saldırgan tavırlar sergilemesine neden olan en önemli etmenler ise şöyledir:
Çocuklar siz ne derseniz deyin her zaman görerek ve uygulamalı olarak taklit ederek öğrenme gerçekleştirirler. Eğer çocuk, aile içinde ya da yakın çevresinde sinirliliğin, şiddetin ve saldırganlığın hakim olduğu bir ortamda bulunuyor ise kendisi de aynı davranışları gösterecektir. Çünkü çocuk bu davranışları ile güven sağladığını ve kazandığını zannedecektir. Ayrıca bu durum çocukların ileriki yaşlarda yakın çevresine karşı da şiddete eğilimli olabileceğini göstermektedir. Kendini göstermek, ispat etmek ve onaylatmak
Genellikle anne baba ilgisinden uzak büyüyen çocukların gösterdiği bir saldırganlık hali olan bu durumda çocuk, kendisini aileye göstermek için kendine ya da ebeveynlerine şiddet gösterebilmektedir. Bu durum çocuğun aileye ve çevreye “BEN DE BURADAYIM” deme şeklidir. O an aile bireylerinden ya da çevreden gelen bir azarlanma ve kızgınlık da olsa çocuk birey bu şekilde fark edildiği için davranışını sürdürmeye devam edecektir. İleriki yaşlarda bu tip çocuklar bir ortamdan dışlandığı ya da fark edilmediği zamanlarda da saldırganlık ve şiddet davranışları gösterebilmektedir.
Çocuk tarafından herhangi bir durum için gösterilen bir saldırganlık davranışı bazı aile içlerinde alkışla ve çocuğa karşı bir onay ile karşılanıyor. Bu tip olaylarda çocuk saldırganlığın mutu eden, övülen, sevilen bir durum olduğunu öğrenmeye başlar ve diğer davranışlarını buna göre belirler. Daha fazla alkış almak ya da övülmek için aileye ve çevreye karşı saldırıya geçme, şiddet gösterme, agresif tavırlar sergiler. Diğer yandan ise aile içinde herhangi bir şiddet olayına ses çıkmaması ve onaylanması da bu davranışları tetikleyen önemli unsurular arasındadır. Böyle öğrenmeye devam eden bir çocuk yetişkinlik çağında şiddetin alkışlandığı ve onaylandığı ortamları kendine seçebilir ve yakın çevresine saldırgan tavırlar gösterebilir.
Anne ve baba çocuklarını ne kadar koşullara uygun olarak yetiştirmeye devam etse de çocuk birey çevreden de öğrenmeye ve taklit etmeye devam eder. Özellikle internet, televizyon ve medyada yer alan şiddet içerikli haberler, diziler, programlar, videolar aslında çocukların psikolojisine de işleyerek onları derinden etkilemektedir. Mesela herhangi bir televizyon programı ya da dizisinde çocuk, şiddetin, insan öldürmenin ya da saldırgan davranışların olduğunu ve daha ileri boyutta onaylandığını görürse o davranışı taklit etmeye başlayacaktır. Bu durumu onaylanan şiddet tipi ile de bağdaştırabiliriz. Bunların yanı sıra çevresinden, okuldan, arkadaşlarından bu davranışı görürse yine kendi öğrendiği şekilde bu davranışı uygulayabilmektedir.
Biyolojik olarak bir rahatsızlığı bulunan çocuk birey saldırgan tavırlar sergileyebilir. Down sendromu, otizim, zeka ileriliği ya da geriliği, hiperaktivite, beyin ya da diğer bedensel kaynaklı durumlar bir çocuğun şiddete eğilimli olmasına ve saldırgan davranışlar göstermesine sebep olabilmektedir. Diğer yandan psikolojik olarak bir çocukta travma geçmişi varsa, kötü bir olaya ya da ana tanıklık etmişse ya da psikolojik bir rahatsızlığı varsa bu tip davranışların görülmesi beklenebilir.
Ne yapılacağı konusunda en büyük göre aile bireylerine düşmektedir. Anne ve babadan başlamak önceliği ile tüm aile bireylerin çocuğa karşı tutumları ve davranışları yeniden gözden geçirilmelidir. Çocuk için en sağlıklı ve güvenli ortam oluşturulduktan sonra izlenecek adımlar oldukça önem arz etmektedir.
Şiddete Eğilimli Çocuklar için İzlenebilecek En Önemli Yollar:
En önemli ve aslında en önemli etmenleri bir tanesi hoşgörülü olmaktır. Genellikle çocuklar saldırgan tavırlar sergilediğinde ailesi tarafından azarlanmakta ve kızılmaktadır. Bu tutumun aksine çocukta olan bu davranışların sakince karşılanması ve daha sonrasında ebeveynler tarafından çocuk ile iletişime geçerek sıcakkanlı bir şekilde konuşulması gerekmektedir. Böyle bir tutum sergilendiği zaman çocuk kendini hem sevgi ortamında hissedecek aynı zamanda güven duygusu da gelişecektir.
Öncelikle çocuğun sinirinin tam şekilde geçmesi ve saldırganlık enerjisini atması gerekir. daha sonra ebeveynler çocuğa bu davranışın kötü olduğunu, sorunların konuşularak çözüldüğünü, saldırganlığın ve şiddetin kimse için bir özüm olmadığını anlayışlı ve sakin bir tonlama ile anlatması gerekir.
Diğer yandan çocuğun sinirlendiği zaman saldırganlık enerjisinin başka bir yöne, herhangi bir aktivite ya da oyuna yönlendirilmesi çok daha doğru olacaktır.
Şiddet olan bir ortamdan uzaklaştırmak ve ortamı sonlandırmak
Yapılan bilimsel araştırmalar ışığında şiddete maruz kalan, şiddete tanıklık eden ve sürekli saldırgan davranışların sergilendiği bir ortamda bulunmak, çocukların psikolojisini hem kötü yönde etkilemekte hem de onların aynı şekilde şiddete meyilli olmasına yatkınlık kazanmasına neden olmaktadır. Bu yüzden çocukların bu ortamlarda bulunmaması, en kısa sürede uzaklaştırılmaları ya da şiddet ortamının ortadan kalkmasını sağlamak gerekir. Çocuk sevgi ve güven ortamına tekrar girdiği zaman çok kolay adapte olabilmektedir. Öyle bir ortamdan sağlıklı koşullara getirilen çocukların travma etkileri en aza indirgenmiş olacaktır.
En önemli etmen olan uzman yardımı, bu tip davranışlar sergileyen çocuklar için mutlaka gereklidir. Çünkü en önce şiddetin ve saldırgan davranışın altında yatan nedenin bulunması ve gerekli işlemlere başlanması son derece önem taşımaktadır. Çocuklarla iletişime geçebilmek bazen zordur ve bunu yapabilecek en yetkili kişi ebeveynlerden sonra uzman kişidir. Bu yüzden uzman birinden destek alarak bu şiddet ve saldırgan davranışların kökten çözülmesi sağlanabilir.