Her çocuk annesine doğal bir sevgi ve güvenle bağlanır. Bu, sağlıklı gelişimin temel taşıdır. Ancak bu bağ, zamanla çocuğun bireyselleşmesini engelleyen bir bağımlılığa dönüşebilir. Peki, sağlıklı bağlanma ile aşırı bağımlılık arasındaki ince çizgiyi nasıl ayırt edebiliriz?
Sağlıklı bağlanma, çocuğun anneyi güvenli bir liman olarak görmesi, gerektiğinde ondan destek alması ancak aynı zamanda kendi başına dünyayı keşfetme cesaretini de bulmasıdır. Aşırı bağımlılıkta ise çocuk, anneden ayrılmakta zorlanır, sürekli onun onayını arar ve kendi başına karar vermekte güçlük çeker.
Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumları: Çocuğun her hareketini kontrol etmek, "aman düşersin", "sen yapamazsın, ver ben yapayım" gibi ifadelerle onun deneme cesaretini kırmak ve hata yapmasına asla izin vermemek, bağımlılığın en temel nedenlerinden biridir. Bu tutum, çocuğa sevgi gibi görünse de aslında "sen yetersizsin ve bensiz başaramazsın" mesajını verir. Ebeveyn, çocuğun yaşına uygun görevleri (örneğin giyinme, yemek yeme) onun yerine yaptığında, çocuğun bağımsızlaşma fırsatını elinden almış olur. Bu aşırı korumacı tavır, genellikle annenin kendi kaygılarının ve stresle başa çıkma becerilerinin bir yansımasıdır.
Çocuğun Mizacı: Her çocuk farklı bir mizaçla dünyaya gelir. Doğuştan daha hassas, kaygılı, içe dönük veya "zor mizaçlı" olarak tanımlanan çocuklar, çevresel stres faktörlerinden daha fazla etkilenme ve belirsizlik anlarında bakım verenlerine daha güçlü yapışma eğiliminde olabilirler. Mizaç tek başına bağımlılığın nedeni olmasa da, aşırı koruyucu veya tutarsız ebeveyn tutumlarıyla birleştiğinde riski önemli ölçüde artırır.
Aile İçi Dinamikler: Ebeveynler arasında sürekli yaşanan gerginlik, tartışma ve kavgalar, çocuk için son derece stresli ve güvensiz bir ortam yaratır. Bu kaotik ortamda çocuk, kendini korumak için daha güvenli ve sakin bulduğu ebeveyne (bu genellikle annedir) sığınır ve bu sığınma zamanla bağımlılığa dönüşebilir.
Travmatik Olaylar: Ailede yaşanan bir hastalık, boşanma, sevilen birinin kaybı, taşınma, göç veya şiddete maruz kalma gibi ani ve sarsıcı yaşam olayları, çocuğun temel güvenlik algısını derinden zedeler. Bu yoğun güvensizlik hissiyle başa çıkmaya çalışan çocuk, hayatta kalmak için en güvenilir figür olarak gördüğü anneye sığınır ve bu durum patolojik bir bağımlılığa evrilebilir.
Eğer çocuğunuzun anneye bağımlılığı günlük yaşamını olumsuz etkiliyor, sosyal ve akademik gelişimini engelliyorsa Psikolog Merkezi üzerinden online olarak çocuk psikoloğu veya aile danışmanından destek almak faydalı olabilir. Uzmanlar, oyun terapisi, aile danışmanlığı gibi yöntemlerle hem çocuğun hem de ailenin bu süreçle başa çıkmasına yardımcı olabilir.